10 Temmuz 2010 Cumartesi

Yağmurda iç hesaplaşma ....

Yağmurun altında en son ne zaman yürümüştü? Düşündüğünde anımsayamadı, demek ki çok yakın bir tarih değildi. Nedense hayatında ki olumsuzluklara rağmen, moralini yüksek tutmayı başarabiliyordu. Aslında buna kendisi de şaşırmıyor değildi. Yaşamı başarılı ve başarısızlıklar içinde geçmişti, hatta her ikisini o kadar iç içe yaşamıştı ki.


Yağmur tüm şiddetiyle yağıyordu, neredeyse canını yakacak kadar sert ve acımasız. Ancak yağmurun şiddetini hissetmediği gibi, kendisini oldukça mutlu ve hafiflemiş hissediyordu. Sanki üzerine yapışmış olan şanssızlıkları ve olumsuzlukları sökmeye çalışıyordu yağmur, yardım ediyordu ona.

Düşündü, bir insan yaşamında hem başarılı, hem başarısız olabilir miydi? Bunları bu kadar iç içe yaşayabilir miydi? Burada bir özeleştiri yapmayı düşündü, acaba başarı ve başarısızlık kriterlerini doğru mu seçiyordu, yoksa kendisine anlatılan kriterlere göre mi değerlendiriyordu?

Neydi başarının kriteri, birisine göre başarı paraydı, yani bankada paran varsa, evin varsa, araban varsa, sen başarılıydın, eğer bunlara sahip değilsen başarı son derece soyut kalıyordu, öyle ya, çok başarılı olup, parasızlık başının üstünde demokrasinin kılıcı gibi duruyorsa, bunun adına başarı denilebilir miydi. Bir diğerine göre başarı, kredibiliten, kariyerin idi, geldiğin nokta, para dediğin şey nedir ki, bir şekilde bulunur, yaşanırdı.

Yağmur yağarken hala düşünüyordu. Geldiği nokta, geleceği nokta, yaptığı hatalar, sonuçları.

Tek bir şeyden çok emindi, MUTLUYDU. Yaşadığı büyük sıkıntılara rağmen, hayatında bir tek kez bile Depresyon kelimesine yer vermemişti, yaşamını, ailesini ve arkadaşlarını seviyordu. Yapmış olduğu hatalar ve sonuçlarını değiştiremeyeceğini bildiği için bunları kendine dert etmemeyi öğrenmişti, geçmişi değiştirebilmeyi beceren henüz olmamıştı, bu bir gün gerçekleşirse o zaman geriye yönelik eleştiriler yapabilirdi. Yarın ise bir bilmeceydi, yaşamadığın ama yaşamak istediklerini gerçekleştirebileceği bir zaman dilimi, hem tesadüfler, iyi / kötü sürprizler hep yarındaydı. Yaşamını etkileyecek güzel anlar veya üzüleceği anlar hep yarın gelecekti, o halde yarın sürprizdi ve sürprizleri çok düşünmemeliydi.

Geriye bugünü yaşamak kalıyordu, başarılı veya başarısız. Belki de en doğrusu bu kriterlerden vazgeçmekti.

Yağmur yavaşladı, sırılsıklam vücuduna baktı, kendine dokundu, gülümsemeye başladı, yaşamı seviyordu, kendi kendisine söz verdi, sağlıklı yaşamına devam edecek ve asla mutuz olmayacaktı, bir işi vardı, bir oğlu, belki sıkıntıları vardı ama mutluydu, başarısı önünde ki oğluydu. Ona değer biçilemezdi, onun mutluluğu çok önemliydi.

Yağmur dindiğinde, içinde ki sorgulama da bitmişti. İçini ısıtmaya başlayan güneşe baktı, oluşan gökkuşağına. Yaşam sevgiyle gülümsedi kendisine, o da yaşama.

3.9.2006