10 Temmuz 2010 Cumartesi

Nereye doğru sürükleniyoruz ...

Bugün habertürk'ün web sitesinde iki tane arka arkaya haber okuyunca gerçekten nereye doğru sürüklendiğimizi merak etmeye başladım.


Şimdi "eskiden böyleydi, söyleydi " söylevlerine girmeden açıkça belirtmek gerekiyor, ilişkilerimiz de kadın ve erkek olarak yozlaşmanın doruğundayız, üzüldüğüm nokta ise artık bu garipsenmiyor.

Ayrılan sevgililer, eşler birbirleri ile yaşadıkları özel şeyleri artık çıkıp gazetelere, televizyonlara anlatıyor, buna artık çok ama çok özel olan yatak sırları da girdi. Maalesef bunları yapanlara çok kızdığımız gibi, hepimiz de büyük bir merakla okuyoruz.

Sevgilisinden, eşinden ayrılan bir kadının veya bir erkeğin, onunla yaşadıklarını medyada bu kadar aleni anlatması o kişiye ne kazandırıyor anlayamıyorum.

Bakmayın medyaya takılıyorum ama gerçekte inanın bir çok kişi bunu yapıyor, ille medyaya olmasa bile, ayrılığının belki de terk edilişinin acısını, o kişiyi yerden yere vurmakla ve birlikte yaşadıkları anlarda yaşadıkları olumsuzlukları anlatıyor.

Bugün hangimizin ilişkisi mükemmel? Hangimiz sorun yaşamıyoruz? Ama bunları yaşarken aynı zamanda mutlu olduğumuz, çok keyifli geçirdiğimiz zamanlar da var. Nasıl ki sevgili veya eş olduğumuz anda yaşadığımız mutluluğu son derece sosyal ve medeni yaşıyorask, neden ayrılıkları da aynı medeni tutum içinde gerçekleştiremiyoruz?

Bu intikam hırsı ve kişiye özel sırları, hatta bazen kendimizi küçük düşürecek derecede yaşadıklarımızı birileri ile veya medya ile paylaşma gereksinimi duyuyoruz?

Hazmedemiğimiz ne ? Yanıtı basit ..... GURUR

Sevdiğimiz insanın bize karşı olan sevgisinin bitmesini kabullenemiyoruz, ben hala severken o beni nasıl sevmez, ben ayrılmak istemezken o nasıl ayrılır, ben onu kimseye yar etmem gibi saçma sapan sebepler uyduryoruz veya kendimizi hala o kişinin bizi sevdiğine o kadar inandırııyoruz ki her şeyi deniyoruz.

Ne zamana kadar, tabi ki gerçekten artık o kişiyle olamayacağımıza inanana kadar, inandıktan sonra bu sefer o kişiyi nasıl batırabilirizi planlıyoruz, asla anlatılmaması gereken, iki kişi arasında yaşanaan ve özellikel de cinsel, yatak olaylarını kişiler ile paylaşıyoruz. Nasıl olsa o kişinin kendisini savunması neredeyse olanaksız, ÇAMUR AT İZİ KALSIN diye boşuna atasözleri söylenmemiş.

Defne'nin olayı, sonra bugünkü sevgili sırlarının anlatılması, bunlar medyaya yansıyanlar, yani bunu okuyan onbinlerce insana verilen malzeme. Bunları okuyup ne olduğunu anlamaya çalışan bir sürü ergenliğe geçen, geçmeye çalışan gencecik bir kitle.

Ne kadar zarar verdiğimizi, gelen gençliğe doğur dürüst bir şey bırakamadığımızı ne zaman anlayacağız acaba......

Sevgilerimle,
Haluk
05.07.2010 11:30