9 Temmuz 2010 Cuma

Borsa...

Bugün bir güzel, bir kötü haber aldım.


Hangisinden başlayayım, hadi önce kötü olandan başlayayım, çok sevdiğim iki arkadaşım birlikteliklerine son verdiler, biraz hüzünlü, biraz sıkıntılı ama onlar öyle karar almışlar. Bize NEDEN diye sormak düşmez, sanırım bu kararı alırken nedenlerini gayet güzel ve medeni şekilde oturmuş tartışmışlardır.

İyi haber derseniz de, iki arkadaşım da sevgili olmaya karar vermişler, nasıl ki bitenlere NEDEN diye sormuyoruz, başlayanlara da NEDEN diye sorulmaz değil mi? Allah mutlu etsin demekten başka bir şey gelmez elimizden.

Peki bu iki konunun yazı başlığı ile alakası ne?

Yaşamımızda o kadar çok arkadaşımızın ilişkisi başlıyor ve bitiyor ki, resmen artık BORSA gibi oldu. Örneğin, ben kendimce tanıdığım insanların aralarındaki ilişkiyi değerlendiriyorum, tamemen subjektif bir şekilde ve kendime, bazen de Pınar'a anlatıyorum, bak bu ilişki şöyle başladıysa, bu şekilde tavan yapar, sonra yavaş yavaş düşer ve yürümez, veya harika gider ama sonra normale döner ve yürür gibi..

Borsa gibi değil mi? İlişki başlarken ve yürürken her şey tavan, prim yapmasından tutun da, getirilerine kadar, ama düşmeye başladı mı, ne önlem alırsanız alın, batmasına engel olamıyorsunuz.

İlişkilerde de bir kere geriye düşüş yaşandı mı, tekrar toplaması çok zordur. Ancak her iki tarafta çabalarsa belki bir kurtuluşu vardır, yoksa bitmeye mahkumdur.

İşin zor tarafı da bitiren kendince sebeplerini sıralarken, bitmesini istemeyen için ızdırap verici bir dönemdir, kendince bulduğu çözüm yolları hep duvara çarpmış gibi geri döner, bu da kişiyi bazen istemediği şeyleri yapmaya zorla ve bunları yaparken de hala geri kazanacağını, kazanabileceğini düşünerek yapar.

İlişkilerimizin seyri de ekonomideki seyir gibi gün ve gün değişmekte, pozitiflikler yaşandığında ilişkimiz pozitif, negatif şeyler yaşandığında da negatife doğru gitmekte, önemli olan ilişkiyi belli bir dengede tutabilmek, iniş ve çıkışlardan çok etkilenmemesini sağlamak ama bunu başarmak yazıldığı kadar kolay olsaydı, sanırım bugün bri çok ilişki, hatta evlilikler bu kadar kolayca bitmezdi, bitirilemezdi.

Sonuçta, ilişkiyi yaşayan insanların dünyasını bilemeyiz, onları birey olarak tanırız ama aldıkları birliktelik ve ayrılık kararlarını sorgulayamayız, zaten de sorgulamamalıyız. Onların sevinci veya hüznünne ortak olmak, yaşam şekillerine ortak olmak anlamına gelmiyor.

Ben ayrılan arkadaşlarıma da, yeni başlayan arkadaşlarıma da güzel bir yaşam diliyorum, aldıkları kararlar kendileri adına hayırlı olsun. Unutulmaması gereken tek şey, yaşam bize sunulmuş bir armağan ve bunu üzülerek geçirmemek lazım, zamanı satın alamıyoruz, geçmişi geçmişte bırakıp, bugünü yaşamak ve yarına umutla bakmak en güzeli...

Sevgilerimle,
Haluk
09.03.2010 16:15