10 Temmuz 2010 Cumartesi

Las Vegas

Las Vegas'tan büyülendiğimi söyleyerek anlatmaya başlayacağım. Ukalalık olarak saymayın lütfen, Amerika'nın bazı eyaletlerini, Kanada, Avrupa'nın hemen hemen bütün şehirlerini, İsrail, Azerbaycan, Tunus, Bangkok ve Hongkong'u görme şansım oldu. EN çok Bangkok'tan etkilenmiştim, diğerleri hemen hemen aynıydı, İstanbul'a benziyorlardı. Bangkok'tan sonra gördüğüm ve etkilendiğim ikinic şehir Las Vegas oldu.


Las Vegas bir eğlence cenneti, hatta patronumun deyişiyle " Büyük adamların Disneyland'i".

Las Vegas Nevada eyaletinde yer alan 1.5-2 milyon kişinin yaşadığı bir yer. Ancak, senenin neredeyse her ayında ortalaması 3-4 milyona ulaşıyor. Yabancı turist sayısı ile yerli turist sayısı neredeyse eşit. Ağırlık ise Çinlilerde. Uzun zamandır Rusların baskın olmadığı bir yer görmemiştim, burada çok azlar.

Bu şehir tamamen MAFIA tarafından kurulmuş, bir taksi şöförüne sordum, Polis nerede hiç görmedim diye. Burada Polis sadece trafikle ilgilenir dedi, geri kalan tüm kontrol Mafia'da ve sonuç; Amerika'daki en az suç oranı Las Vegas'taymış, bir diğer önemli rekora'da sahipler, Amerika'da son iki yılda en hızlı gelişen kent olmuş Las Vegas.

Las Vegas'ın bir diğer özelliği, 24 saat kumar oynayabiliyrosunuz. İlk gezmeye başladığım gün sabah saat 08:00, ana bulvarında yürüyorum, etrafta tüm dükkanlar kapalı ancak bütün kumarhaneler açık ve inanmayacaksınız, hemen hemen hepsinde insanlar oynuyor.

Muhteşem otellere sahipler. Örneğin; Belagio otelin kapasitesi 3800 oda ve 10.000 çalışanı var. Benim kaldığım Luxor ise 3000 oda civarında. Böyle büyük sanıyorum 10 15 otelleri var. Her otel bir örnek üzerine yapılandırılmış. Örneğin Luxor, tamamen Mısır figürleri üzerine, diğer oteller New York, Paris, Monte Carlo, Venedik, İtalya veya Orman, Korsan gibi motifler seçilerek onun üzerine çalışılmış (fotoğraflarda göreceksiniz). Ancak çalışılmış tabirim gerçekten gördüklerimi anlatmaya yetmiyor. Örneğin MGM otel, otelin ortasına kalın camla çevrili bir alan yaratıp içine 2 3 tanede aslan yerleştirmiş (MGM logosundaki aslan).

Temizlik konusunda oldukça iyi durumdalar. Sabah kalktığınızda bütün caddeler pırıl pırıl. Adım başı içi kum dolu kocaman vazolar koymuşlar ve kimse sigarasını yere atmıyor. Bunun dışında her tarafta çöp kutuları var. Herkes bunlara riayet edince temizlikçilere pek iş kalmıyor açıkcası.

Bulvarlar o kadar geniş şekilde yapılmış ki, o kadar kalabalık olmasına rağmen rahat rahat gezebiliyorsunuz. Trafik içinse bir çok ana bulvar 7 şeritli, dikkatinizi çekerim, 7 şerit toplam değil:) 7 gidiş, 7 geliş diyorum.

Belki bu noktada kısaca tarihçesine bakmak lazım. Nevada çölünde Las Vegas diye bir yer yokken, sanıyorum 1930'lu yıllarda MAFIA burayı inşa etmeye başlamış ve sadece kumar üzerine düşünülmüş, sonra sonra çok ilgi gördükçe şehir gelişmiş. Hatta o kadar gelişmiş ki, ana bulvarlar üzerinde hiç bir yerde normal merdiven yok, hepsi yürüyen otomatik merdivenler olmuş.

Kumarhane'lerin dışında Amerikan filmlerinden bildiğimiz bir başka özelliği daha var Las Vegas'ın. İsteyen burada anında bir düğün organize edip evlenebiliyor:) Şahitleri bile onlar buluyor. O yüzden oldukça romantik bir büyüsü var. Zaten bunları organize eden şirketler her yerde reklam yapıyor.

Las Vegas'ta en çok ilgi çeken ve turistlerin yaptığı KANYON turu, yine eski Western ve Çölde yapılan deneyli filmlerde (örneğin Tom Cruise'ın Görevimiz Tehlike 1'de oynadığı o ilk sahne Nevada çöllerindeydi) gördüğümüz kanyona turlar düzenliyorlar. Vakti olanlar otobüsle gidiyor, olmayanlar ise helikopterle. Bundan sonrası birazcık dinlemece, çünkü ben bu turlara katılamadım maalesef, Helikopterli bir kanyon turu yaklaşık üç saat sürüyormuş, bazı yerlerde indirip fotoğraf çektirmeye izin veriyorlarmış, otobüsü bilmiyorum. Ancak, helikopter turunun fiyatı adam başına 250-300 USD arası.

Las Vegas aynı zamanda bir SHOW merkezi. Evet, burada en çok keyif alınan şeylerden biride SHOW'lar. Celine Dion, Elton John, David Copperfield, Siendfel gibi bir çok şarkıcı ve show ustası, bu lüks otellerde showlara çıkıyor. Ancak benim görebildiğim ama tanımadığım, bir çok stand-up ustasının show'ları yok satıyor. Bizim Cem Yılmaz, Ata Demirer gibi Amerika'nın en meşhur showman'leri burada belli dönemlerde sahne alıyorlar. Bunun yanında Dünyaca meşhur tiyatro ve oyunlar'da sürekli bu sekiz on yıldızlı otellerde sahne alıyorlar.

Burada SEX diğer bir çok eyalete ve şehre göre ikinci planda ve tabi ki en büyük nedeni KUMAR. Ancak, her tarafta dünyanın dergisi var ve arzu eden kendisine bu dergilerden arkadaş bulabiliyor. Benim gözlemlediğim, buraya özellikle Amerika'lı yerli turistler birileri ile geliyor, ya eşi, ya sevgilisi. Onun dışında çok fazla yalnız kadın olmasına rağmen, bir çoğunun amacı buraya kumar oynamaya gelen zengin insanlarla tanışabilmek. O yüzden özellikle çok yıldızlı otel kumarhaneleri bir güzeller geçidi gibi. Süslenen, püslenen, giyinik mi acaba diye düşündüğünüz bir çok genç kızla yan yana kumar oynama şansınız olabiliyor:) Belki genç erkekler de vardır ama benim dikkatimi çekmedi:))

Biraz da kumardan bahsedeyim. Canlı masaların minimum oyunu 1 dolardan başlıyor, ancak siz örneğin rulet oynuyorsunuz, 1 dolar bastınız, yanınızda oturan kişi aynı sizin bastığınız rakama 1.000 dolar basabiliyor. Makineler ise 1 cent'den başlıyor. 1 dolara kadar var. Yani amacınız para kazanmak değil (ki kazanılmıyor:)) sadece ortamı koklamak ve biraz da eğlenmek ise 1 centlik makinenin başına gidin, bir 5 dolar atın, 500 sayınız oluyor, oynamaya, etrafınızı seyretmeye başlayın, bu arada arzu ettiğinizde size sunulan içkileri (sınırsız) yudumlayın. Saatlerce oynarsınız:)

Servis ve müşteri memnuniyeti o kadar had safhadaki, bir içki söylediğinizde kalabalığı görerek, zaman alacağını düşünüyorsunuz ancak öyle olmuyor. Eleman sayısı o kadar fazla ve eleman bazında müşteri sayısı o kadar güzel düzenlenmiş ki, kimse çok beklemiyor.

Las Vegas'ı komple gezmeniz sanırım 1 2 saat. Bir kaç ana caddenin birleşmesi ile oluşan bir şehir. Ama şehir gündüz ve geceyi o kadar farklı yaşıyor ki. Gündüz gezerken biraz sıradan, her yerde olan mağazalar, ancak gece renklendirme ve ışıklar büyüleyici. Özellikle LED teknolojisi burada almış başını gitmiş durumda. Dev ekranlardan oluşan sistemler, reklamlar, müzik hepsi çekici geliyor insana.

Taksiler oldukça ucuz, 3.20 dolardan açılış yapıyorlar, en uzak mesafe 20 dolar tutuyor, yani taksilere korkmadan binilebilir. Zaten saat var, hiç bir yer için kazık atma şansları yok. Ha biraz dolaştırabilir belki ama o kadar düz bir yer ki dolaştırsa bile taş çatlasa 3 5 dolar fark ediyor. Limosinler ağırlıkta, ama onlar aynı tarifeyle mi çalışıyor, onu bilmiyorum, binemedim ki:)))

Şaşırdığım tek şey, internetin çok pahalı olması, otelde kullandığınız da, 5 dakikası 10 dolar sonra her dakikası 1 dolar, dışarda internet cafeler ise saati 20 dolar civarı tarifeler uyguluyorlar. Bir çok yerde wireless hot spot yok. Anlaşılan buraya gelenlerin pek internet kullanmalarını istemiyorlar. Onun dışında ki aktivitelere yönelsin istiyorlar, tabi bunun başında da kumar geliyor. Belki de bu yüzden bir sürü insan sabahın körüne kadar kumar oynuyor burada.

Otel fiyatlarına gelince, bu sekiz on yıldızlı otelleri eğer 2 3 ay önceden rezervasyon yapabilirseniz 80 90 dolara kalabiliyrosunuz, ama normal fiyatları 200-500 dolar arası değişiyor. Ancak son seyahatimde Kıbrıs'ta sıradan sayılabilecek PALM BEACH'te kaldım, gecesi 70 Euro idi, yani neredeyse 100 dolar, bu seyahat önceden ayarlandığı için burada (Luxor) 99 dolara kaldım. Arada mukayese bile yapamayacağım, elma ile armudu mukayese etmek gibi olur. O yüzden olur da buraya gelmeyi planlamışsanız, planlayacak olursanız, mutlaka çok önceden rezervasyon yapın, inanılmaz fiyatlar alabilirsiniz. Odaların hepsi muhteşem gerçekten. Hiç bir lüksten kaçınılmamış.

Sigara konusu burada çok abartılı değil. Bir çok yerde sigara içebiliyorsunuz, en azından sigara içenler burada ikinci sınıf adam muamelesi görmüyor. Özellikle kumarhanelerde sigara yasağı yok. İsteyen her yerde kül tablası bulabiliyor.

Hava ben gittiğimde muhteşemdi gerçekten, kısa kollu gezdik hep, 20 derece civarıydı:)

Son bir anımsatma ile bitiriyorum, Amerika'ya uçuşlar özellikle 11 Eylül'den sonra security açısından bir ızdırap olmuş durumda, hem Amerika içi, hem Amerik'ya giriş çıkış'ta inanılmaz bir kontrolden geçiyorsunuz, hele laptop'la falan çıktıysanız yandınız. Yeni aletler, yeni kontroller, didik didik aranmalar. Havaalanlarına mutlaka 2 değil 3 saat önce orada olmaya çalışın ve asla çakmak taşımayın veya bagajınıza koymayın. Ne derseniz deyin, o çakmak çöpe gidiyor. Herkes kibrit kullanıyor:)

Aklıma gelenler bunlar, amacım bu notlar ve fotoğraflar ile sizlere biraz Las Vegas'ı tanıtmaktı, umarım keyifli okumuş ve fotoğraflardan tad almışsınızdır.........

Sevgilerimle...
19/11/2005 Las Vegas