10 Temmuz 2010 Cumartesi

Batı Karadeniz kültür turu

Siteyi takip eden arkadaşlarımın bildiği gibi, bu sene yılbaşı ve bayram tatili için Batı Karadeniz turunu yapmaya karar vermiştim. Bu fikrimi kız arkadaşım Pınar ile paylaştım ve o da bu fikri beğendiğini söyleyince arabamızla çıkalım kararı almıştık ve bunu siteye yazmış ve gidi rotamıza kadar belirtmiştim. Ancak geçen haftaki Bolu kar ve yolların kapanması olayı son dakikada fikrimizi değiştirmemize neden oldu ve biz son iki günde tur araştırmaya başladık ve sonunda FOLKLORİK turun organize ettiği 5 günlük bir tura kayıt olduk.


Turumuz Cuma gecesi 23:30’da başlayıp, Çarşamba akşamı saat 22.30’da son buldu. Turun detaylarına geçmeden iki şey söylemeliyim, birincisi Karadeniz mükemmel bir seçimdi, mevsimi, tarihi, doğası, insanları, manzarası, yemekleri her şeyiyle mükemmel diyebileceğim bir tur oldu, ikincisi başlangıçta adını hiç duymadığımız bir turla çıkmanın tedirginliği, daha sonrasında yerini inanılmaz bir keyfe bıraktı.Öncelikle Folklorik turun sahipleri Şebnem ve Fikri Özdemir - www.folklorik.com bizler ile beraberdi, daha sonra tur rehberimiz atom karınca Sercan ve şoförümüz kaptan Körk muhteşemdi. Ve bu bizleri mutlu etmeye çalışan dört Folklorik görevlisine, bu tura katılan 17 yolcu olarak bizler katıldık. Öncelikle kahkaha makinemiz sevgili hocamız Levent bey ve zarif eşi Cihan hanım, Faik Gümüş bey ve sevgili eşi, Beril ve Nejat Ulugöl çifti, Candan hanım ve kızı Nazlı, Melek ve İsmail Yılmaz çifti turumuzun ağır toplarıydılar. Tura tek başına katılan sevgili Şirin, dünya şekeri bir çift olan Aslıhan ve Emrah –ki yakında evlenecekler inşallah, yine Çorlu’dan kalkıp bu tura katılan Emine ve Vedat tura katılan diğer arkadaşlardı. Genç kuşak ile orta yaş kuşağın birleştiği bir tur oldu gerçekten de, o kadar uyumlu bir grup olduk ki, bazı noktalar yorucu olmasına rağmen hiç kimsenin gıkı çıkmadı. Hep birlikte yedik, içtik ve eğlendik.

Bundan sonraki tur arayışlarınızda mutlaka Folklorik turu da incelenecekler listesine alın, ben zaten kendilerinin bir reklamını siteye koyacağım. Mutlaka diğer tur rehberleri de çok iyidir ama Karadeniz’i gezecekseniz tur rehberinizin Sercan olmasına dikkat edin J

Evet, bu bilgilerden sonra biraz gezdiğimiz yerler hakkında bilgi vereyim. Öncelikle Fotoğraf galerisine oldukça çok fotoğraf eklemeye çalıştım, çünkü şunu anladım ki, Karadeniz okunmaz, görülür. Ben size burada ne kadar ne yazarsam yazayım, sizin gidip görmeniz lazım. Bir yerlerden başlayalım o zaman.

Tura gece 23:30 da Mecidiyeköy’den mini otobüsümüze binerek başladık. Sonra Kadıköy’den binecekleri aldık ve o gece tamamen yolculukla geçti. Sabah Safranbolu Otel Uz’daydık. 2 yıldızlı bir otel, odaları küçük ama sevimli. Biraz dinlenmeden sonra Safranbolu turu başladı. Bizi en çok sevindiren şey, kar olmasıydı. Kar Safranbolu’ya o kadar yakışmıştı ki. Ben size tek tek gezdiğimiz yerleri yazmayacağım, bugün zaten hangi tur kitabına baksanız Safranbolu veya diğer gezdiğimiz yerler ile ilgili bir sürü bilgi var. Ben kendime göre beni en çok etkileyen şeylerden bahsetmek istiyorum.

Safranbolu çok etkileyici bir yer, özellikle doğası ve tarihi ile. Çok fazla eğlence mekanı olan bir yer değil. Yani gidip 3 4 gün kalınacak bir yer değil. Bir günde rahatlıkla gezebileceğiniz bir yer. Gece biz Türkü bara gittik ama çok keyifli değildi. Alış veriş için çarşı çok uygun. Tabi Cinci Hanı ve Arastacılar çarşısını ihmal etmeyin. Yörük köyü çok etkileyici. Özellikle turla neden gitmeniz gerek bunu anlıyorsunuz, çünkü hem sizin rehberiniz, hem yörük anlatımcıları dinlemek çok keyifli.

Ertesi gün Safranbolu’dan Amasra’ya doğru yola çıktık. Çok uzun bir yol değildi, tabi denize doğru gittiğimiz için bir süre sonra kar yerini soğuğa bıraktı. Amasra’ya geldiğimizde hiç kar yoktu ama gerçekten oldukça soğuk bir hava vardı.

Amasra şehir olarak çok sevimli bir yer. Önce kalesini sonra Ağlayan Ağaç tepesini gezdik, sonra Amasra’nın meşhur salata ve balığını yedik. Salatanın nesi meşhur olabilir ki diyorsanız kesinlikle bunu iddia haline getirmeyin, çünkü inanılmaz bir salatası var ve tabi barbun, hamsi, mezgit ten oluşan balık menüsünü hiç saymıyorumJ Yemekten sonra biraz daha Amasra’yı gezdikten sonra yılbaşı gecesini geçireceğimiz 3 yıldızlı Sinan oteline geçtik ve yılbaşına burada girdik. Yılbaşı için fazla yazmayacağım, çünkü fotoğraflar sanırım ne kadar eğlendiğimizi gösterecektir diye düşünüyorum.

Yılbaşı ertesi yola çıktık ve deniz kenarından Kurucaşile, Cide ve Doğanyurt üzerinden İnebolu’ya vardık. Burası benim en çok görmek istediğim yerlerden birisiydi, çünkü Turgut Özakman’ın “Şu Çılgın Türkler” kitabında çokça yer alan Kurtuluş savaşımızda çok önemli yer teşkil eden bu kenti tanımayı çok istiyordum. Küçük ama sevimli bir kent İnebolu ama bizim çok fazla zamanımız olmadığı için detaylı gezemedik, yine de zafer anıtının fotoğrafını ve birkaç restore edilmiş ev fotoğrafları çekebildim.

Daha sonra İnebolu’dan Abana, Çatalzeytin,Türkeli ve Ayancık istikametini takiben Sinop’a Denizci Otele geldik.

Sinop’a bayıldım, tek kelimeyle hayran oldum. Ve bu kadar yer içinde tekrar gelirim dediğim yerlerin başında. Belki bilenleriniz vardır, ben orada öğrendim, kentin hiçbir noktasında trafik ışığı yok. Kentin her tarafında bir tarih var. Ve tabi en önemlilerden birisi Sinop Cezaevi. Sevgili Pala Akif Şahin’in anlatımı süper. Yine bilenler bilir ama bilgi olarak vereyim, ünlü “Başın öne eğilmesin, aldırma gönül aldırma” şiiri Sebahattin Ali tarafından bu cezaevinde yazılmış. Dedim ya Sinop başlı başına bir tarih kenti. Yine çok ünlü söz olan “ Gölge etme başka ihsan eylemem “ Diyojen tarafından söylenmiş ve Diyojen Sinop doğumlu bir düşünür. Minicik ama dopdolu bir arkeoloji müzesi var.

Sinop’ta bir başka muhteşem olay ise Türkiye’deki tek fiyord olan Hamsilos köyü. Eminim bir çok arkadaş bunu okurken bu fiyord ne ola ki demiştir, en azından ben dedim, sonradan öğrendik, öğrenmekle kalmadık bir de gördük. Fiyord denizin yarattığı doğal nehir veya bu girinti çıkıntılarmış. Ve Türkiye’de sadece Sinop’ta varmış. Hamsilos yazın ziyaret edildiğinde kolay kolay terk edilmeyecek bir yer. Yine Hamsilos’a gelirken geçtiğiniz Ak Liman enfes görüntülere sahip.

Sahili balıkçı tekneleri ile dolu. Balık restoranları sahilde. Sinop halkı son derece modern, akşam önce Marina bar, sonra Kıyı bara gittik. Özellikle Kıyı bar olağanüstü güzeldi. Yaşları 20 25 arası 4 genç türkçe rock parçaları o kadar güzel çaldılar ki. İçeri giriş parası diye bir şey yok ve sadece 4 YTL bir biraya ödüyorsunuz.

Ertesi gün Sinop’tan çıktık, Kastamonu’yu gezdik, Nasrullah camiden suyumuzu içtik, Akçaabat köftemizi yedik ve Ilgaz dağına çıktık. Özellikle kayak turizmi burada çok gelişmiş durumda, oldukça kalabalıktı. Sonra yavaş yavaş yola koyulduk ve Çarşamba akşamı 22:30 civarı Mecidiyeköy’de tur bizim için son buldu.

Sonuçta oldukça hareketli, keyifli bir kültür turu oldu diyebilirim. Bu turda en çok aklımda kalanları aşağıda sırlamaya çalıştım.

1- Karadeniz kesinlikle gezilmesi gereken bir yer.
2- Safranbolu’nun yaz ve bahar fotoğraflarını görmüştüm ama kışın bir başka güzel olduğunu söylemeliyim.
3- Safranbolu’dan lokum almayı unutmayın.
4- Amasra çok güzel bir şehir, salatasını yemeyi ihmal etmeyin.
5- Amasra – Sinop arası biraz virajlı ama bu iki yer arasında o kadar muhteşem yerler var ki, arabanızla buraları gezmek muhteşem bir şey olmalı, örneğin Gideros koyu
6- Sinop’ bayıldım, Hamsilos çok etkileyici.
7- Sinop’a giderseniz mutlaka sahilde Kıyı Bara gidin.
8- Yine Sinop’tan mutlaka bir tahta oyma yat-kotra-sandal-gemi alın, hem çok kaliteli, hem çok ucuz.
9- Ve tabi Sinop Cezaevi ve Pala’yı mutlaka görün.
10- Sercan ve Folklorik turun sahipleri Fikri & Şebnem çifti harikaydılar, uyum ve sabırlarına teşekkür.
11- Turun en keyifli ismi bence sevgili hocamız Levent bey ve Melek hanımdı.Her ikisinin de neşesi ve ince esprileri ile hepimiz gülmekten kırıldık.
12- Ve turumuzun en genç ve sözlü çifti Aslıhan ve Emrah’tan en yakın zamanda hayır haber bekliyoruz, özellikle eski bir rehber olan Emrah’ın Mitolojik anlatımlarının turun bir başka güzelliği olduğunu düşünüyorum.

Evet dostlar, benden bu kadar. Yazımın enerjisinden anladığınız gibi, çok ama çok keyifli bir gezi oldu, bayram ve yılbaşımızı Amasra’da daha önce hiç tanımadığımız 19 kişi ile birlikte geçirdik. Sarıldık, öpüştük, eğlendik.

Umarım sizler içinde bayram ve yılbaşı keyifli geçmiştir....

Sevgilerimle,
Haluk
04.01.2007 23:30