22 Temmuz 2010 Perşembe

Suçlu kim?

Yine sahnede Galatasaray ve Fenerbahçe.

Taraftarların, medyanın futboldan çok kavga beklediği, özlediği, yarattığı  bir derbi.

Görünüşe göre bir futbol maçı, ama bir çoğumuzun bildiği gibi bir futbol maçından çok resmen bir kan davası.Yenmenin, yenilmenin neredeyse hayati önem taşıdığı bir maç.

Dünyada en çok izlenen, beklenen derbi olmasının getirdiği hava her iki kulüp açısından da önem taşımasının yanı sıra, alınan galibiyetlerin ve mağlubiyetlerin her zaman önemli olduğu ve bir takım stratejik kararların alınmasına vesile olan bir derbi.

Ama nihayetinde diğer bütün maçlar gibi bir maç.

Senelere dayanan ezeli rekabet demeyi çok iyi biliyoruz ama bu ezeli rekabeti bu noktalara taşımaktan da çekinmiyoruz. Bir dostluk maçı adı altında oynanan maça bakıyorsunuz. Seyiricisinden futbolcusuna kadar herkes agresif, herkes sinirli.

Alex demiş, dostça geçmez diye, şimdi Alex haklı diyor bütün gazeteler. Türkiye'yi temsil eden bu kadar büyük iki kulubün maçları neden bir futbol resitali olarak görülemiyor? Neden her maç öncesi, sonrası bu kadar gergin geçer? Bunun suçlusu kim?

Bana göre bunun suçlusu, birinci sırada YÖNETİCİLER, ikinci sırada ise MEDYA, futbolcu ve taraftarlar belki sonra geliyordur.

Futbolu bir endüstri olarak kabul ediyoruz artık, sprou geçti, bütçelerinin doğrultusunda milyon eurolar vererek futbolcu transferi yapanların bu paraları bir yerden çıkartması gerek. Nereden çıkacak bu para? Tabi ki seyircilerden, taraftarlardan. Kombine satışları, aksesuar satışları, vs .

Buraya kadar tamam ama şu var ki, Futbol madem artık bir endürsti, siyasetten bağımsız düşünülemiyor. Siyasette ne vardır? Öncelikle gerginlik yaratma vardır, her parti kendisi dışındaki partilere verir veriştirir, ekonomi kötü gidiyorsa, bunu unutturmanın yollarını arar, bu tarz politikalarda da Vatan Millet Sakarya politikası çok itibar görür. Millet herşeyini unutur, buna odaklanır.

Peki MEDYA ne yapar bu strateji de? O da görevini üstlenir, haberler, manşetler, uzmanlar derken olay bütün medyada canlı tutulur. Bu arada ekonomi, işsizlik vs vs her şey unutulur.

Biz bunları yaşadık, zam haberleri nedense hep önemli olaylardan bir gün sonra duyurulur, Türkiye Dünya Kupasında oynarken, bütün millet maçlara o kadar odaklanmıştı ki, her maç sonrası yapılan zamları kimse umursamadı, o sırlarda Türkiye'de ne oluyora kimse bakmadı.

Özetle, benim için o kavga eden taraftarlar değil suçlu, futbolcular da değil, yönetici ve medyadır bana göre bizleri bugüne getiren.

İşin komiği de ne biliyor musunuz?

Taraftarlar birbirini döver, söver, taş atar. Onlar yakalanır, tutuklanır veya maçlardan men edilir. Yöneticiler ne yapar? Yan yana gelir, davetlerde sohbet eder, futbolcular maçtan sonra kardeş kardeş birbirlerinden özür diler, hatalıydım, yapmamalıydım der. Sonra ....sonra hiç bir şey değişmez.....

Olan benim garip vatanadaşıma olur ve biz sonra aynı hikayeyi baştan tekrar seyrederiz .....

Sevgilerimle,
Haluk
22.07.2010 08:30