10 Temmuz 2010 Cumartesi

Seçicilik ve Duygusallık

Uzun zamandır nette sohbet etmenin ötesinde, sosyal ortamlar ve farklı gruplar ile yan yana geliyorum. Hele alkollü ortamların veya sanal sohbet ortamlarının en güzel konularından birisi tabi ki Kadın – Erkek ilişkisi.


Açıkcası ben burada bazı kadın arkadaşlarımızın ve bu kadın arkadaşlarımızı yürekten destekleyen bazı erkek arkadaşlarımızın olaya farklı baktığını görüyorum. Neden böyle düşündüğümü açıklayacağım, haklı veya haksız görürsünüz.

Şimdi bir kadın arkadaşınızla sohbet ediyorsunuz, hafta sonun nasıl geçti diyor, çok güzeldi, eğlenceli, hareketli geçirdim diyorsunuz, yaramazlık yaptın galiba diyor, şimdi sorunun tercümesi yani birisiyle birlikte oldun değil mi demek oluyor, hı hı evet diyorsun, gülümseyen bir iki yüz kondurarak sohbete. Tabi diyor karşı taraf, siz erkekler için böyle ama biz kadınlar için o kadar kolay değil, biz seçiciyiz ???? Şimdi hafta sonunuzu bir kız arkadaşınızla, yeni veya eski tanıştığınız, geçirmeniz ile kadınların seçici olmasının nasıl bir bağlantısı var. Sonradan siz anlamaya çabaladıkça, sorunun nedeni anlaşılıyor. Kadınlar seçici oldukları için öyle erkeklerle hemen birlikte olmazlarmış, ama erkek için aynı şey değilmiş.

Ya bu nasıl bir mantıktır. Yani, erkek beğenmediği, dokunduğunda tiksindiği, her tarafından yağlar fışkıran, iki kelimeyi yan yana getiremeyen, konuşma nedir, giyinme nedir, estetik nedir, güzellik nedir bilmeyen her kadınla yatabilir. Ama kadın öyle değil, seçici. Teni uyuşacak, beğenecek, sevecek, aşık olacak, ilgi görecek, daha bir çok şey yan yana gelecek ki kadın o erkekle yatabilsin veya birlikte olabilsin.

Yani bir kadın ile bir erkek arasında elektrik oluşmadan sadece kadının beraber olamayacağı, ama erkeğin beraber olabileceğine karar veren kim? Erkeğin doğası ile Kadının doğası ve fizyolojileri, anatomileri, biyolojileri uymayabilir ama bunların hiç birisi karşında ki insanı beğenmeden birlikte olabileceği gibi bir sonuca götürmez. Basit bir öpüşme ve sevişme sürecini, beğenmediği bir erkekle yaşamayan kadın, nasıl olur da erkeğin beğenmese de, hoşlanmasa da, bunu yaşayacağını düşünerek, kendini seçici konumuna koyar.

Bir diğer konu, duygusallık. Kadın erkekten daha duygusal. Buna nasıl ve kim karar veriyor, bunu da anlamış değilim. Bugünün dünyasında kadın da erkek te çalışıyor artık, bakmayın Türkiye’de ağır işlerin bir çoğunda kadın çalışmıyor ama Yurt dışına çıkanlar bilir, otobüs şöförlüğünden tutun da, erkeğin yaptığı bütün işleri artık kadınlar da yapıyor. Eskiden sadece eş ve çocuk için fedakarlıklarla yaşaması öğretilen kadının yerini bugün modern, çağdaş, çalışan ve elinden geldiği kadar da bu fonksiyonlarını yerine getirmeye çabalayan kadın aldı. Erkek eskiye göre evine daha yardımcı olmaya, sorumluluklarının yanı sıra, eşine destek olmaya başladı. Şimdi böyle bir ortamda duygusallık hala kadının tekelinde mi? Mesela, dizileri bugün sadece kadınlar mı izliyor, ben arkadaşlarımdan biliyorum, yok Aliye, yok Kaymakam, yok Zerda, neredeyse bütün dizileri kadın, erkek takip ediyor, keza tersi maçlara bakıyorum, eskiden tek tük saydığımız kadınlar, şimdi maçlarda baş rolde, stadlarda bir sürü bayan dolu, yeri geldiğinde küfüre bile katılıyorlar.

Sonuçta demek istediğim, globalleşme söz konusu, duygusallık kadının tekelinde olan bir şey değil, güçsüz, belki zorluklar içinde olan ve mutsuz kadınların başvurduğu eski yöntemlerde, yaşamlarda kullanılan, türk filmlerinde üstüne replikler yapılan bir hissiyat. Ama lütfen yani, bugün bu duygusallık hepimizde eşit, ben gitmedim ama gidenler söylüyor işte, babam ve oğlum filmine giden kadın-erkek-anne-baba-oğul-kız hepsi ağlıyor, bir aşk filmine gittiğiniz de sadece kadının yaşadığı aşkı düşünerek mi filmi seyrediyorsunuz, seyreden sevgiliniz o anda kendini filmdeki kadının yerine koyarak mı duygusallaşıyor.

Seçicilik ve Duygusallık, kadınlara ait bir his değil. Bizler seçiciyiz veya bizler sizden daha duygusalız diye düşündüğünüz de karşınızda ki insanın hislerini anlamadığınızı düşünüyorum. Çünkü, bunu söyleyebilmeniz için, en azından o kişinin bu konuda size yaşattığı bir negatiflik olmalı. Bu da çok kişiseldir. Aynı olayı iki farklı erkekle yaşarsınız, biri çok duygusuz davranır, diğeri çok duygulu yaklaşır. Peki bu size Erkekler diye genelleme hakkını verir mi?

Bazı şeyler vardır, çok kişilere bağımlıdır. Ben Seçiciliği ve Duygusallığı, kadın veya erkek diye ayırmıyorum, kişilikler ile bütünleştiriyorum. Her kadın ve her erkek bu konuda farklıdır, farklı düşünür ve farklı davranır. O yüzden biz kadınlar siz erkekler gibi yaşayamayız, çünkü biz duyguluyuz ve seçiciyiz diyen kadın arkadaşlarıma diyorum ki, en kısa zamanda hayatınıza sizi mutlu edecek bir ilişki yaşayın, yaşayamadıklarınız yüzünden olaylara doğru bakış açınızı kaybediyorsunuz. Tabi bence J

Sevgilerimle....
13/3/2006