9 Temmuz 2010 Cuma

Kadın ve İş Dünyası ..

Bugün BTHABER dergisine bakıyorum, aslında haftalık bir dergi olduğu için ve IT sektörüne ait olduğu için bir çoğunuzun bildiğini zannetmiyorum, çok teknik ve Bilişim Dünyasını ilgilendiren bir dergi.


Ama bir özelliği var, bugün bir çok kurumsal şirketten tutun , artık küçücük şirketlerin bile bir bilgisayara ağı var ve yönetimi gerek. Bu işlere soyunanların da yakından takip ettiği bir dergi.

Neyse konum aslında dergi değil tabi, bugün iki sayısı birden gelmiş, onları okuyorum, inceliyorum, dikkatimi daha önceden de çokça çeken ama bu iki sayı da artık fazlasıyla çeken bir noktayı buldum.

Bir çok kurumsal yapının başında KADINLAR var. HP de, CSICO da, TURKCELL de, Bankalarda, Şirketlerde, vs ve bu kadınlar oldukça iyi pozisyonlara sahipler. Kimisi Satış Müdürü, kimisi Ülke Müdürü, kimisi Genel Müdür.

İnanın gurur duyuyorum bu kadınlardan. İletişim sektörü yeni adı bu dünyanın, eskiden Bilgisayarcılık denilir biterdi ve kadınların bir çoğu sadece Operatör olarak çalışırdı, data girme işleri veya sekreterya işi. Bırakın yöneticiliği, bir kariyer planlamaları bile yapılmazdı.

Bazı arkadaşlarım bilir ben 12 sene Netaş'ta çalıştım, 1986 senesi ile 1998 seneleri arasında. Mühendis olarak başladığım Netaş'ta 1989 senesinde orta seviye yöneticiliğe geldim. Bu süre içinde Netaş büyüdü, büyüdü ve tam 3000 küsur kişi oldu. Bir sürü yönetici oldu, alt düzey, orta düzey, üst düzey. Ve bu orta düzey yöneticilerin sayısı benim anımsadığım kadarıyla bir ara 50 yi buldu ve Netaş'ta bu orta düzey yöneticiler arasında kaç tane BAYAN vardı biliyormusunuz? Sadece 1 evet BİR. Bazen Genel müdür bizi bir araya toplardı ve Serap hanım dışında bayan olmazdı bu toplantılarda.

Nereden nereye geldik. Bugün bir çok şirketin genel Müdürü bayan, genci de var, yaşlısı da, hak ederek gelen de var, hak etmeden gelen de AMA sonuca bakmak lazım. Sonuçta özel sektörde işe yaramayan kalamaz. Demek ki hedeflenen şeylere ulaşılıyor ki oralarda devam edebiliyorlar.

Bir de tabi işin öbür tarafı var yani sevgili/anne/eş gibi durumlar ve bunun getirdiği ve toplumun biçtiği kadın şekillerine uymaya çalışıyorlar.

14 seneyi aşkın evli kaldım, hayatımda son 3 sene hariç, yumurta kırıp bir kaç kez makarna yapmanın dışında hiç yemek yapmadım. Şu son 3 senedir oğlumla yaşamaya başladığımdan beri yemek yapıyorum. Her akşam yemek yapmak ve ciddi bir yemek yapmak (neticede 16 yaşında oğlumu dengeli beslemeliyim) başlı başına bir iş zaten. Yorgunluk olur, tamam arada sırada dışarıda yersin, eve söylersin ama bu her zaman yapılmıyor. Ve ciddi bir mesai gerektiriyor.

Tabi bu arada yapmadığım bir sürü diğer işten bahsetmiyorum, bir de tabi hizmet etmekle yükümlü olduğum başka şeylerde yok:)). Buna rağmen ne kadar yorulduğumu ben biliyorum.

Bu yüzden Kadın olmak ve Kariyer yapmak bu ülkede zor diye düşünüyorum ve bu zorları başaran kadınları kutluyorum.

Bir noktaya değinmeden geçemeyeceğim, sakın sadece Müdür olan veya belli noktalara gelmiş olan kadınlardan bahsettiğimi düşünmeyin. Ama Kariyer yapmak bu ülkede, erkeğin egemen olduğu bir ülkede, çok kolay değil, bu zorlukları yenebilen insanlardan gurur duyduğumu anlatmaya çalıştım, yoksa çalışan kadın her zaman bu zorluklarla baş etmeye çalışıyor diye düşünüyorum.

Sevgilerimle