9 Temmuz 2010 Cuma

Tanrıya sitem ...

Mori'yi anlatırken ÖLÜM'den ve ölümü kabul etmekten bahsetmiştik. Bu tamam yani ben öleceğimi biliyorum o zaman yaşadığım hayatdan keyf almalıyım demiştik anımsayacaksınız.


Yalnız bazı ölümler var ki beni çok üzüyor, aslında sadece ölümler değil, bazı yaşamlar. Bu tarz olayları yaşadığım da inanın Tanırının adaletinden şüphe ediyorum.

ENGELLİ ÇOCUKLARI & İNSANLARI gördüğümde çok ama çok üzülüyorum. Neden ben, benim oğlum, arkadaşım, onun çocukları rahat ve özgür ve sağlıklı yaşarken, ben yaşamımı, çocuklar çocukluklarını yaşarlarken özürlü insanların yaşayamadığı bir dünyada yaşamak bazen gerçekten ağır geliyor.

Her ne kadar beni mantıklı, duygusuz biri olarak tanısanız da, bu engelli çocuklar olayı ve saçma ölümler (böbrek, kalp, kan, hastalıktan olan ölümler) beni çok üzüyor, özellikle engelli çocukları gördüğümde kendimi tutamıyorum, ağlamıyorum ama inanın içimden tanrıya NEDEN diye soruyorum.

Neden böyle bir düzen kuruldu?

Yani o çocuğun suçu ne, neden yaşıtları gibi oynayamıyor.

Dünyanın, doğanın dengesi demeyin ya ne olur. Ne dengesi. Birileri ölecek, birileri yaşayacak, büyük balık, küçük balığı yutar dengesi mi. Ben bunlara inanamıyorum, benim gördüğüm neden o çocuklar veya benim yaşımda birisi benim yaptığım şeyleri yapamıyor. Siz üzülmüyor musunuz bu insanları gördüğünüzde, acımaktan bahsetmiyorum, sakın yanlış anlama olmasın.

Zamanın birinde SU diye dünyalar tatlısı bir arkadaşım vardı, evli ve bir çocuğu vardı, oğlu CAN, otistikti, sanıyorum 6 7 yaşlarında idi. O annenin oğlu için yaptıklarını unutamam ve o lanet olası babasının da yaptıklarını unutamam. Ne uğraşlar verdi, ne eğitimler, neler yaptı ve sonra babası olacak o adam, ben artık uğraşamayacağım diye çekti gitti, kız tek başına İstanbul'da direndi ama o da pes etti ve Mersin'e ailesinin yanına yerleşti, sonrada ortalıktan kayboldu. Bu mu adaletli dünya? Yazık değil mi hem Su'ya hem Can'a?

Bunların nedenlerini sorgulamıyorum, eğitim, tıp, mikrop, akraba evliliği, kan uyuşmazlığı,beslenme, vs vs ne denirse densin ben bugünkü düzene ve adalete sitem ediyorum. Biliyorum ki değişmeyecek ama ütopik olmak ve düşünmek istiyorum bu konuda.

İnsanlar ecelinden ölsün istiyorum ya, otobüs kazalarında ölümü anlamıyorum, sokaktan geçerken kafasına saksı düşerek ölenleri kabul edemiyorum, organ eksikliğinden veya yetmezliğinden ölenleri kabul edemiyorum, bunlar saçma ölümler.

Saçmaladığımı düşünüyor olabilirsiniz ama inanın içim içimi yiyor. Doğanın dengesini anlarım, kızgınlığını da anlarım, ama saçma ölümleri anlamıyorum, bir depremi anlarım ama engelli çocuk doğurmayı anlamam, akraba evliliğini anlamam, bu insanların ve doğurdukları çocukların yaşamda neler çektiğini görmek istemiyorum, bazen televizyonda o çocuklardan şanslı olanlarının haberleri yapılıyor, bir kaç gün sonra o haberi dinleyen bir yardım sever yardım yapıyor. İyi de on binlerce çocuk, aile var aynı durumda, onlara yardım edilmesi için ille televizyonda haber yapılması mı lazım.

Şimdi içinizden bazıları sormayı planlıyordur garanti, iyide sen böyle ağlak ağlak yazıyorsun da sen ne yapıyorsun diye. Kendi çapımda yapmaya çalışıyorum ama bu bir yardım veya yardım toplama çağrısı ve yazısı değil.

Aslında tanrıya bir sitem....içimin sesi bu.....o çocukları öyle görmek içimi burkuyor....

Sevgilerimle...