9 Temmuz 2010 Cuma

Mutluyum çünkü ...

Çok mutlu olduğum ve Pınar'ın hayatıma girrişinin sanırım 6. ayı falan, onun yaşamıma girmesiyle değişen bir çok olay var, ancak o zaman tabi bugünleri bilemeden yazmışım, baktım da, oğlum Sakıp Sabancı Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği son sınıfa geçmiş, iş yaşamım çok daha üst seviyeye gelmiş, ekonomik durumum o zaman göre çok daha düzelmiş, ailem, çevrem, arkadaşlarım hep yanımda, Pınar ile ilişkimiz 3. senesine doğru gidiyor, 2007 Nisan'ından bu yana 2 sene geçmiş, ama bu yazımda değişen mutluluğum çok değişmemiş, canım Pınar'ın doğum gününde bu yazımı paylaşmak istedim.


Sevgilerimle,

Haluk

28.05.2009
---->

Çok sevdiğim Ebru bana bir mail atmış, sanırım Digi Award ödülünü kazandığımıza dair cember.net grubuna yazmış olduğum yazıya hitaben. Aynen şöyle demiş;

Ay Aferim valla Haluk helal olsun:)))
Ben burdan tebrik edeyim dedim......
Bu ne güzel bir sene senin için farkındamısın....
Hazarın okulu,pınar,iş....
tahtaya vur....
öpüyorum..bilahare akşamda öpeceğim:))

Düşündüm de, o kadar haklı ki, hayatımın belki de en güzel dönemlerinden birisini yaşıyorum. Yaşamım o kadar güzel, keyifli bir halde seyrediyor ki, hiç inanmasam bile nazar değmesin diye elimden ne gelirse yapıyorum.

Ailem sağlıklı, oğlum, annem, babam, kardeşim, eşi, çocukları, onlarla birlikteyim, her zaman görüşemiyoruz belki ama istediğim her zaman hepsini görebilme, birlikte olabilme şansım var.

Akrabalarım var, teyzem ve dayılarım, amcam ve halalarım ve onların çocukları ve torunları. Türkiye’nin çeşitli illerine dağılmış olsak ta özel günlerde hemen bir araya gelebilen birbirine bağlı akrabalar.

Pınar ile çok keyifli, mutlu bir birlikteliğimiz var, son derece saygılı ve birbirimizi mutlu etmeye çalıştığımız bir birliktelik.

Oğlum Sakıp Sabancı Üniversitesi’nde en çok arzu ettiği bölümde okuyor, sağlıklı, keyifli ve mutlu. İstediği şeyleri yapıyor ve gelişimini izleyebildiğim kadarıyla okul ve sosyal yaşamını bir düzene sokmuş durumda.

Çok sevdiğim ve sevildiğime inandığım, bugünün şartlarına göre yaşamımı güzel geçirmeme neden olan ama bunun yanında maddi, manevi tatmin olduğum ve takdir edildiğim bir işim var. İşverenim de, çalışma arkadaşlarım da bana keyif veriyor.

Dünyalara tatlısı dostlarım var, kankalarım var, her zaman yanımda olan, bana destek veren, benim destek verdiğim.

Ve onlarca arkadaşım var, bugüne kadar yaşamımda birlikte olmaktan keyif aldığım.

Buraya özel yazacağım, evet cember.net var hayatımda, bu platform sayesinde tanıştığım onlarca insan var. Sarılmayı sevdiğin, sana sarıldıklarında ise mutlu olduğun.

Ebru bana bu maili atarken aslında kendime ne kadar şanslı olduğumu hissettirdi. Hani mutluluk deyince herkesin aklına hemen sevgilisi gelir, halbuki gerçekten baktığınızda sizi mutlu eden hayatta ne kadar şey varsa en azından benim yaşamım da bunların hepsi var.

O yüzden inanın ben kendimi çok iyi hissediyorum, şanslı hissediyorum ve Ebru’ya bana bunları yukarda yazdığı üç beş satırla anımsattığı için çok teşekkür ediyorum.

Ana Sayfama bir yazı koydum, oradan da okuyacaksınız ama u bölümü tekrar yazmak istedim,

Illinois Üniversitesinden Diener ve Seligman’ ın yaptıkları bir araştırma, mutlu kişilerin en büyük mutluluk kaynağının, arkadaşlarına ve ailelerine bağlılık ve onlarla geçirdikleri zaman olduğunu ortaya koymuş. Uzun yıllardır mutluluk üzerinde çalışan Diener, Şunu iyi bilin ki, hiçbir şey başkalarıyla ilişkiler, yakın insani bağlar ve sosyal destek kadar mutlu etmiyor, diyor.

Ne kadar doğru, sizler de lütfen yaşamınızı bir irdeleyin, bakın, aslında mutlu olabilmek çok zor değil belki, sadece görmek ve hissetmek lazım.

Sevgilerimle,

Haluk

08.04.2007 11:09