27 Haziran 2011 Pazartesi

Zor Kararlar .....

Bazen insan zor kararlar almak zorunda kalıyor. Aslında aldığınız kararı ne kadar çok düşünürseniz, zorluğunu ne kadar anlarsanız anlayın, yine de uygulamaya koyuyorsunuz.

Bu tip zor kararlara neler örnek olabilir?

Mesela; Okulu bitidikten sonra iş mi, askerlik mi kararı. Zor bir karardır, bir tarafta taze bilgilerinizi kullanarak iş bulup, para kazanma durumu söz konusudur, diğer tarafta askerlik görevini tamamlayarak iş yaşamında her zaman bir engel gibi duran askerlik konusunu tamamlamak. İkisinin de kendisine göre artıları, eksileri vardır.

Mesela; Evlenmek zor bir karardır. Bekar yaşamınıza son vermek, birlikte ölünceye dek birlikte olacağınıza söz vermek. Zor bir karardır gerçekten, çünkü sadece sizi değil, sevdiğinizi, ailelerinizi, çevrenizi, arkadaşlarınızı, hatta işinizi bile etkiler. Aldığınız kararın arkasında durmanızı gerektirir. Artıları vardır, eksileri vardır.

Mesela; Çocuk yapmak. Evliyken veya evlil değilken ama her durumda çocuk yapma kararı zor bir karardır. Çocuksuz yaşamdan, çocuklu yaşama geçiş yaşamınızda hiç bir zaman yaşamadan anlayamayacağınız duyguları da yanında getirir. hem sevgiyi, hem perişanlığı aynı anda tadarsınız. Bebeğinizin kokusu sizi çok mutlu ederken, uyumaması, ağlaması, büyürken ki sıkıntıları size saç baş yoldurur. Artıları ve eksileri vardır.

Mesela; İş değiştirmek. Zor bir karardır, bulduğunuz bir işiniz varsa ama tatmin veya memnun değilseniz, değiştirmek istersiniz. Aradığınızın daha mı iyi olacağının garantisi yoktur. Sorumluluklarnız varsa farklı düşünürsünüz, yoksa farklı düşünürsünüz ama zor karardır. Hele belli bir zamandan sonra sizi daha da çok zorlar, çünkü yaşamınızı devam ettirmeniz için mutlaka bir geliriniz olmak zorundadır. Ev, araba, çocuk, okul diye düşünürken bu kararı almakta zorlanırsınız.

Mesela; Boşanmak. Yine zor bir karardır, varsa çocuğunuz, aileniz, arkadaşlarınız etkilenir. Sadece kendinizin değil, boşandığınız eşinizinde ailesi ve arkadaşları ile sorunlar da yaşarsınız. Ne kadar medeni olursa olsun, çocuk ortada kalacak endişesi her iki aileyi de derinden sarsar. Çocuğun ne olacağı endişesi yaşanır, gelecek kaygıları yaşanır. Dolayısıyla zor karardır.

Diyeceğim, yaşamımıza bakınca gerçekten ne kadar zorlu kararlar almak zorunda kaldığımız. Aslında hani paralel evrenler'den bahsediyoruz ya. Yaptığımız seçimler, aldığımız kararlardan sonra neler olduğunu gözlemleyebildiğimizi düşünsek, bir evren de evliyim, bir evrende bekar, birisinde aynı işt devam ediyorum, bir diğerinde iş değiştirmişim ve tabi sonuçları.

Bilmiyorum güzel olur muydu, ama şunu iyi biliyorum ki, aldığımız o zor kararlar aslında kendimize güvenle direk ilgili. Kararsız kalmaktan nefret ederim, en sevmediğim durumdur, GRİ bölgeyi sevmem. Hatasıyla, günahıyla yaşamalıyım aldığım kararları.

" En kötü karar, kararsızlıktan iyidir. " sözüne çok inanırım. O yüzden ben kendimce zor da olsa aldığım kararlardan mutluyum, şimdiye kadar bir çok hatalı, yanlış, aceleci kararlar almışımdır. Ben buyum, kendimi böyle seviyorum. En azından aldığım ve uyguladığım kararların arkasında duruyorum.

Siz ne düşünüyorsunuz? Aldığınız kararların arkasında mı duruyorsunuz yoksa sonuçlarından sonra pişmanlıklar mı duyuyorsunuz?

Sevgilerimle,
Haluk
27.06.2011 15:00