3 Haziran 2011 Cuma

Facebook'tan Sıkıldım !!!

Facebook'tan sıkıldım.

Evet, çok aktif bir Facebook kullanıcısı ve hatırı sayılır bir arkadaş listem ( 1200 kişi ) olmasına rağmen, dün bir ara Facebook'tan sıkıldığımı fark ettim. Kısa bir mesaj yazıp bir süreliğine çıktım, bir süreliğine diyorum çünkü bir süre sonra mutlaka özleyeceğim, arkadaşlarımı, paylaşımları, yapılan etkinlikleri, arkadaşlarımın gezilerini, faaliyetlerini, fotoğraflarını, sohbetlerini.

Facebook artık bugün kabul edelim veya etmeyelim hayatımızın içinde. Ve şimdiye kadar hiç bir yazılım firmasının başaramadığı bir şeyi başardı, farklı yaşlardan bir sürü insanı bir araya getirdi. Bakıyorsunuz, 8 -10 yaşında çocuklarda var, 70 75 yaşındaki büyüklerde. Sizin bir paylaşımınızı listenizdeki herkes görebiliyor, herkes yorum yapabiliyor.

Bu ister istemez kullanıcıları disipline sokan bir sistem oldu. Eskiden paylaşım yaptığınız sitelerde ne paylaştığınız çok fazla dikkat etmezken, şimdi paylaşım yaparken kendi aileniz de başta olmak üzere, bir sürü arkadaşınızı da dikkate almak zorundasınız. Örneğin; benim 12 yaşındaki yeğenim Lara'da, 70+ yaşındaki babamda Facebook'ta, yeğenlerim, kuzenlerim, kardeşim, sevgilim, sevgilimin ve benim oğlum da Facebook'talar.

Ben şimdi herhangi bir paylaşım yaparken bu dağılımı göz önüne almak zorundayım. Yazdığımı veya paylaştığımı şu kişiler okusun, şu kişiler okumasın gibi seçme lüksüm yok. Doğal olarak bu da sizi paylaşımlar konusunda daha titiz olmaya itiyor.

Bir başka noktası tabi arkadaş listenizin kalabalık olması size bir çok farklı kişiden gelen paylaşımları getiriyor ancak bunun bir de dezavantajını yaşıyorsunuz. Farklılıkları yakalayacağım derken aslında bir çok güzel paylaşımı da kaçırıyorsunuz, çünkü listenizdeki herkes paylaşımlara başladığında bir çok arkadaşınızın özel mesajlarını, belki önemli paylaşımlarını göremiyorsunuz.

Etiketleme ve etiketlenme ise bir başka sorun olarak gözüküyor benim gözüme. Bir arkadaşınızın sizi bir fotoğrafa hiç tanımadığınız 30 40 kişi ile birlikte etiketlemesi önce hoş gözükse de sonradan yağan mesajlardan anlıyorsunuz ki, o kadar da hoş olmuyor. Çünkü o etiketlenen ve daha önce hiç bir sohbetiniz olmayan insanlardan mesajlar almaya başlıyorsunuz. Bunun tabi bir de hoş tarafı olabilir. Tanımadığınız insanlar ile tanışma fırsatı gibi, ancak böyle bir amacınız yoksa gerçekten bunalıyorsunuz.

Gruplara, sayfalara katılım için çoğunlukla sizin onayınıza gerek görülmüyor. Sizi seven bir arkadaşınız kendi kurduğu gruba veya sayfasına sizi size sormadan ekleyebiliyor, bunun da kendisine göre artı ve eksileri var mutlaka. Kimi zaman o sayfalardan çok değerli bilgiler ve arkadaşlar edinebildiğiniz gibi, bazen de bilgi ve paylaşım kirliliği yaşayabiliyorsunuz.

Neticede baktığınızda, Facebook öyle veya böyle yaşamınızın içine yer etmiş durumda, hoşunuza giden yönleri, gitmeyen yönlerinden fazla olduğu zaman içeride oluyorsunuz, denge biraz değişti mi dışarıda.

Facebook yönetimi de bunun farkında, o yüzden DONDURMA gibi bir seçenek yaratmış, sıkıldığınızda Facebook'u komple kapatmıyorsunuz, isterseniz bir süre dinlenmeye alıyorsunuz kendinizi. Bir süre sonra özlediğinizde de tekrar aynı isim ve şifrenizle girip Facebook dünyasına adım atıyorsunuz.

Benim açımdan bu sıkılma dönemi başladı, özleyene kadar bir süre geçecektir, sonra yine Facebook paylaşımlarına devam edeceğim mutlaka. Bu süre içinde de mümkün olabildiğince Blogumda yazı yazacağım, Blogumu güzelleştirmeye çalışacağım.

Sevgilerimle,
Haluk
03.06.2011 07:30