12 Temmuz 2011 Salı

Şike olayına kişisel bakışım .....

Herkes yazdı, yazıyor ben de yazmak istedim.

Ben Galatasaray'lıyım, ancak Türk Futbolunun bugün geldiği durumu kendimce, becerebildiğim kadarıyla objektif aktarmaya çalışacağım.

ŞİKE konusu, yıllardan beri var olduğunu bildiğimiz ve son dönemlerde de sanki yasalmış gibi Teşvik Primi adı altında da konuşulan bir konu. Bunu bilmeyen yoktu ve hatta kendi aramızda hemen hemen her takımın yaptığına inandığımız bir konuydu. Buraya kadar sorun yok. Asla ispatlanamayan bir sürü dedikoduydu bizler için.

Sonra başta Aziz Yıldırım olmak üzere, her takımın yöneticilerinin üzerinde çalıştığı ve tüm şike, şiddet olayları çok büyük cezalar koyan yasa çıktı, bütün takımlar da bunu memnuniyetle karşıladı, buraya kadar sorun yok.

Sonra bu olay patladı, basın-medya şu bu derken ortalık karıştı. Deliller, fotoğraflar, izlenen telefonlar, takipler, ortada dönen dedikodular, henüz ispatlanmamış iddialar ve sonrasında tutuklamalar.

Şimdi bu olayı biz Ergenekon gibi mi yorumla malıyız? Ergenokon'da taraflar var, siyasi bir mücadele var ve bir tarafa Vatanseverler ve Yandaş Medya diye bölünmüş durumda. Uygulamalar aynı olsa bile iki tarafın mücadelesi var. Haklı haksızı tartışmıyorum, ama ortada uygulamalar var ve daha suçlarının ne olduğunu bilmeyen bir sürü insan senelerdir içeride tutuklu olarak yatıyor.

Peki bu ŞİKE olayında taraflar kimler? En çok konuşulan konu Fenerbaçe'nin şampiyonluğuna giden yolda Şike yapıp yapmadığı. Burada benim görebildiğim hiç kimse Fenerbahçe'ye karşı bir tavır almış durumda değil, yani hani kim Fenerbahçe'ye komplo kuracak? Rakip takımların yöneticileri mi? Öyle olmadığını dün yapılan Kulüpler Birliği açıklaması ile duyduk. Peki o zaman Fenerbahçe üzerine bahsedilen çirkin oyunları kim oynuyor? Kim burada Fenerbahçe'ye karşı bir tezgah, kumpas kuruyor?

Ben bunu anlayamıyorum işte. Dün TFF Başkanının açıklamasını dinledim, diyor ki " bugün birlik, beraberlik olma günüdür ". Hayretle karşıladığımı ifade etmeliyim. Neden Birlik-Beraberlik günü.

Bir veya birden fazla takım ŞİKE iddiası üzerine araştırılıyor, deliller var deniyor, sonra sorgulamaları yapılıyor ve tutuklanıyorlar. Sorgulamayı yapan Emniyet ve Uğur Dündar'ın dediği gibi gözleri yaşararak yapıyorlar çünkü bir çoğu Fenerbahçe'li. Sonra, sorgulayan Savcı, onların içinde de bir çok Fenerbahçe'li var, onlar da saatlerce sorguluyor ve sonra savcı tutuklanmalarını istiyor.


Buraya kadar nasıl bir tezgah olabilir? Kim kurmuş olabilir bu tezgahı? Fenerbahçe'nin düşmesini, kupalara katılmamasını, şampiyonluğunun geri alınmasını istemeyenler kim ki, bu kulübün başkanını, Aziz Yıldırım'ı tutukluyor?

Bir çok soru var ama yanıt yok. Bu yanıtı mahkemeler verecek, TFF de gereğini yapacak. Ancak şu unutulmamalı ki hiç bir Fnerebahçe'li bu olayın üstünün kapanmasını istememeli, neyse gerçekler ortaya çıkmalı. Buna destek vermeli.

Eğer bugün Fenerbahçe'li dostlarım HAYIR asla böyle bir ŞİKE Olayı yoktur, hepsi iftira, hepsi düzemece diyorsa bence Türk Futbolu'nun kaybetmesini istiyordur. Tam tersi onlar gerçeklerin ortaya çıkması için çabalamalı ve eğer gerçekten ortada Fenerbahçe'ye karşı kurulmuş bir tezgah varsa bunun  açıklanmasını istemelidir.

Aksi takdirde Fenerbahçe, Şike üzerine bir de TFF ve Kulüpler Birliği'nden Korunan bir kulüp  olarak tarihe geçecektirdir.

Sevgilerimle,
Haluk
12.07.2011 11:30