9 Ağustos 2010 Pazartesi

Görülesi yerler serisi - 1 : ZADAR

Zadar gittiğimiz yerler açısından oldukça ilginç olan bir yerdi. Daha önce belirttiğim gibi ZADAR ve DALMAÇYA gezisinin fotoğraflarına www.halukilhan.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Mevki olarak Zadar aslında Dalmaçya bölgesinin son şehri, daha sonra kuzeyde Istra bölgesine geliyorsunuz. Zadar'da olduçkça tarihi bir şehir. Bu şehir asırlardı elden ele geçen bir şehir olmuş. En çok Bizans İmparatorluğunun etkilerini görüyorsunuz. 1. Dünya savaşından sonra burayı İtalya almış, en son da Yugoslav'lar da kalmış. İkinci Dünya savaşında da en çok bombalanan şehirlerden birisi olmuş.

Tarihi olarak baktığınızda burada da yine kale, surlar ve eski şehir ön plana çıkıyor. Oldukça eski kiliseleri var, eski şehir bombalamadan sonra hasar görmüş ama buna rağmen Unesco ve Avrupa Birliğinin yardımslarıyla eşhri eski haline getirmişler.

İçinde çok fazla gezilecek yer olmamasına rağmen oldukça fazla tursit toplayan bir şehir, sokaklar tıklım tıklım. Özellikle Avrupa'ya yakın olması nedeniyle de, arabayla Dalmaçya'yı gezmeyi düşünenler için Split ve Dubrovnik'ten önce olması her geçenin burada kalmasına neden oluyor.

Bunun yanında etrafında en çok ada olan şehirlerinden birisi Zadar. İki üç tane ziyaret edilen adaları var ki bunların başında DUGİ OTOK geliyor, bizim zamanımız olmadığından gidemedik, ancak yüze yakın irili ufaklı adaları var ve bir çoğunda insan yaşamıyor. Yaz kış bu adalara tekne turları düzenliyorlar. Özellikle gördüğümüz bir turun gezdirdikleri yerlere baktık ve gidemediğimiz için çok üzüldük.

Tekrar Dalmaçya'ya gidersem kesinlikle tura başlayacağım yer Zadar olacak. Hem tarihi, hem coğrafyası hem de turzimi ile gördüğüm bir çok yerden çok daha ilerlemiş durumda. İşin ilginci kiminle konuşsak ilk defa Türk görüyoruz diyorlar. Türkiye tarafından çok bilinen bir yer değil. Turlar içinde ben de hiç rastlamadım Zadar ile ilgili bir bilgiye.

Bu atraksiyonların dışında deniz kenarı olmasından dolayı iki tane farklı atraksiyon daha yaparak turizmlerini daha da geliştirmişler.

Zadar'ın marinası oldukça gelişmiş durumda, dediğim gibi adalara buradan her gün düzenli feribotlar kalktığı gibi, günlük turlar da bu marinadan yapılıyor. Marinanın ilerisinde ise DENİZ ORGU dedikleri bir şey yapmışlar. Burun açık denize baktığı için deniz genelde dalgalı, dalgaların olduğu yerlere de farklı genişlik ve uzunlukta kanallar yapmışlar ve üst tarafa da delikler delmişler. Dalgalar bu betona vurup o kanallardan içeri girince dalganın şiddetine göre farklı ses tonları çıkıyor, fotoğraftaki gibi herkes oturup bu sesleri dinliyor.

İkinci atraksiyon ise 2008 yılında yapılmış, adı GREETİNGS TO THE SUN, yani güneşe teşekkür gibi. 22 metre çapında bir cembere 300 adet solar koymuşlar, bu solar gün boyunca enerjiyi topluyor, güneş battıktan sonra da topladığı enerji ile günün renklerini geri yansıtıyor.

Renklerin dansını biz gözlerimizle göremedik ama Zadar ile ilgili aldığımız kitapçıklarda fazlasıyla var, bir tanesini aşağıda vermeye çalıştım.

Aslında bunun da hikayesi var, Alfred Hitchkok 1964 senesinde Zadar'a geldiğinde, gün batımını seyretmiş ve Dünyanın hiç bir yerinde ben böyle bir günbatımı görmedim deyip, bazı filmerinde günbatımı sahnelerini burada çekmeye başlamış. Daha sonra 2008'de bunu hayata geçirmişler. Maalesef yine zaman sıkıntısından dolayı biz bunu göremedik, ama biz Zadar'dan ayrılırken insanlar akın akın günbatımını seyretmeye geliyorlardı.

Özetle, ben Zadar'ı çok ama çok beğendim. Hırvatistan'ı keşfetmek için tatile çıkacak arkadaşlarımın mutlaka Zadar'a bir hatta bence iki gün ayrımasını tavsiye ederim. Denize girilecek yerler için adaları oldukça keyifli gözüküyor, tarih isteyen içinse şehir zaten kendisi bir tarih.

Sevgilerimle,
Haluk
9.8.2010 11:30