Eğer bundan altı yedi sene öncesinde birisi bana Haluk sen yazılar yazacaksın dese inanmazdım. Ortaokul ve Lise dönemimde en zayıf olduğum konu hep Kompozisyon olmuştu. Lisede Fen bölümünü tercih etmiştim, çünkü Matematik ( o zaman bizim için Cebir-Geometri ) ve Fen Bilimleri derslerinde son derece başarılıyım, gel gelelim Edebiyat, Tarih, Coğrafya idare eder, Kompozisyon'dan ise 4 ile 5 arası zar zor geçerdim.
Bu aslında sonraki yıllarda da aynen böyle devam etti, hiç bir zaman iyi yazan biri olmadım, olmadığım gibi Dil Bilgisi ve İmla konusunda çok zayıftım. Özellikle boşandıktan sonra Net aleminde kendimi ifade etmeye çalışırken yavaş yavaş yazma bilincim oluştu, daha sonra yazılar yazmaya başladım ama yazılarım yine gramer ve imla hataları ile doluydu.
Bu kadar çok hata yapmama rağmen, okuduklarını beğenen ve beni destekleyen arkadaşlarım sayesinde daha çok okumaya ve yazdıklarıma daha çok dikkat etmeye başladım. Roman okurken hangi söz, nerede nasıl kullanılıyor, öğrenmeye çalıştım, 45 yaşında İmla Klavuzu satın aldım, Internette Türk Dil Kurumu'nun sitesinden hangi kelimeler nasıl ekler alır, onları öğrenmeye çalıştım.
Öğrendikçe yazmayı daha çok sevdim, bir anlamda kendimi ifada etmeyi, düşüncelerimi aktarabilmeyi sevdim. Düşüncelerime gelen yorumları sevdim ve 2005 sonunda kendi web sitem www.halukilhan.com sitesini kurdum, yazılarımı buradan yayınlamaya başladım. Beğenildikçe, okundukça yazdım. Yazdıkça kendimce geliştim.
Kendime güvenim o kadar arttı ki, dedim roman da yazarım ben. İlk GİZ roman denememi yazdım, sonra GİZ 2. Baktım fena gitmiyorum, devam ettim COŞKU ve sonra en uzun roman denemem DORUK'u yazdım. En son BARS adında bir roman denemesi yazıyorum, bu aralar biraz durdum ama devam edeceğim. Hayalim bir gün Doruk'un filmini çekebilmek, çok fazla film seyreden biri olarak Doruk'un çok başarılı bir film olacağına inanıyorum :)
Yazılarıma baktığımda ağırlıklı olarak insan ilişkileri üzerine yazmışım. Nedeni basit. İnsanları çok seviyorum, Internet üzerinden de, sosyal yaşamımın içinde de bir çok arkadaşımla sohbet ediyorum, bir çok arkadaşımın yaşamlarını, sıkıntılarını paylaşıyorum. Her öğrendiğim yaşam bana bir tecrübe. Dinliyorum, anlamaya çalışıyorum. Bunun yanında eskiden beri Dışa Dönük bir kişiliğim olduğundan insanları gözlemliyorum, onları izliyorum, yaşadıkları mutluluk ve mutsuzlukları ve nedenlerini anlamaya çalışıyorum.
Özetle, yazmayı çok seviyorum, ancak okunmanın ve beğenilmenin tadı bir başka. Yazdığım yazılara arkadaşlarımdan gelen yorumları dikkatle takip ediyorum. Beğenilmemişse nedenlerini anlamaya çaba gösteriyorum. Okunmanın keyfi gerçekten bir başka, bu tadı, bu keyfi yaşamadan anlayabilmek olanaksız.
O yüzden de bu 200. yazımı beni seven, destekleyen tüm arkadaşlarıma hediye ediyorum. Ben ne yaparsam yapayım, eğer sizin arkanızda sizi destekleyen arkadaşlarınız yoksa, yaptıklarınızla kalırsınız. Ben bugün 200. yazımı yazabilmişsem, bunu sizlere borçluyum, desteğinize, sevginize borçluyum.
İyi ki varsınız, sizleri seviyorum ......
Sevgilerimle,
Haluk
19.08.2010 09:00