Peki Facebook'u bu kadar vazgeçilmez, hayatımızın bir parçası olmasını sağlayan şey ne? Türkiye değil, Dünyadaki kullanıcı sayısını da göz önüne alırsak, sadece Türk insanı hakkında yorumlar yapmak biraz yanıltıcı olur. Kullanım açısından belki bir çok ülkeden ileride olabiliriz ama bağımlılığı sanıyorum bütün insanları eşit konuma getiriyor.
Benzer bir çok program ve site var ama Facebook'un başarısını yakalayamadı, Dünya devi Google'da benzer şeyler yapmaya çalıştı ve çalışıyor ama yine Facebook tahtından inmiyor, inmediği gibi de her geçen gün üye sayısı ve tıklanma yüzdeleri ile yerini sağlamlaştırıyor.
Sosyologlar, araştırmacılar buna bir çok neden gösteriyorlardır mutlaka. Sonuçta insanoğlu üzerinde binlerce çalışma yapanlar, binerce denek ile yapılan çalışmalar sonuçta mutlaka insanoğlunu ortak noktaya getiriyordur.
Peki şöyle bakalım? Yarın sabahtan itibaren Facebook olmasa, ne yapardık?
Sabah kalktınız, kahvaltınızı yaptınız, sonra işte veya evde bilgisayarınızı açtınız ve www.facebook.com yazdınız, karşınıza bir mesaj geldi, kusura bakmayın Facebook'u kapadık. O anki şaşkınlığınızı attıktan sonra muhtemelen MSN veya benzeri programlar ile sohbet ettiğiniz arkadaşlarınızı veya hemen Cep telefonu ile çevrenizdekileri arar, nedir, ne oluyoru öğrenirdiniz, herkeste aynı sonuç çıktığına göre, günün yarısı neden, nasıl, ne yapacağızla geçerdi. Sonra....
Eminim büyük bir boşluk hissederdiniz. Orayı albümleri ve yazıları ile dolduran milyonlarca insanın aklına belki yazılarının / fotoğraflarının ne olduğu gelirdi, yedeklemeyenler varsa bu duruma üzülülerlerdi, peki ya sonra, büyük bir boşluk...
İlkokul, Ortaokul, Lise, Üniversite, İş, Akraba, Sevgili, Eski sevgili .....bunları Facebook vasıtası ile bulanlar, farklı oyunları, programları Facebook sayesinde tanıyanlar, çiftçilik, balıkçılık yapanlar, poker, idda oynayanlar, haber, maç, müzik, sinema paylaşanlar, farklı ülkelerde farklı arkadaşlıklar kuranlar ...hepsiyle birden iletişiminiz kopardı ....
Birdenbire ne kadar yalnız olduğunuzun farkına varırdınız muhtemelen, Facebook'un yaşamınızda ne kadar çok yer teşkil ettiğini fark ederdiniz, öyle bir yer ki, bir daha dolması belki de gerçekten zor ...
Ama şunu da fark ederdiniz, Facebook bir iletişim aracı olsa da, sizi bir ekran, bir klavyeye ve bir koltuğa mahkum eden bir şey. Sabah kalktığınız andan, yattığını ana kadar eğer Facebook'taysanız, siz aslında bir sandalye, koltuk üzerinde yaşayan birisiniz. Sohbetleriniz, paylaşımlarınız karşınızdaki ekran üzerinden yaşanıyor, hepsi sanal, gerçek olan üç beş saat süreyle oturduğunuz koltukta esir olduğunuz. Bu süre içinde bir şey üretmediğiniz, kendinize zaman ayırmadığınız...
Ben genel konuşuyorum, Facebook'tayken bir çok şeyi aynı anda yapıyor da olabilirsiniz, hem Facebook'ta olup, kitap okuyup, arkadaşlarınıza, eşinize, sevgilinize, çocuklarınıza zaman ayırıyor da olabilirsiniz. Facebook ile reel yaşam dengesini de kurmuş olabilirsiniz. Bu dengeyi kurabilen bir çok insan mutlaka var, ama kuramayanlar olduğunu da kabul etmeliyiz.
Özetle, iyi veya kötü, bugün Facebook sayesinde onlarca, yüzlerce arkadaşımız var, farklı zevklerin ve tatların da paylaşımını yapıyoruz, kimi zaman eğleniyor, kimi zaman hüzünleniyoruz. Faydalarını da, zararlarını da biliyoruz. Memnun ve mutluyuz, ama ...
Dedim ya, yarın sabah Facebook olmazsa, kendimizi nasıl hissedeceğiz?
Sevgilerimle,
Haluk
16.10.2010 10:30